Kadının bu
gün toplumdaki yerinden Tanrı memnun mudur? Erkeğin otoritesi altında ezilmek
Tanrı'nın kadın için planladığı bir düzen midir?
TANRI VE KADIN
Üçüncü sayfa
haberlerini okumak bana zor gelir. İnsanın insana yaptığı zulmün haberidir
onlar. Ölüm, cinayet, kazalar, dövülmeler, yaralanmalar, gasplar, hırsızlıklar.
Dünyada aklınıza gelebilecek hatta gelmeyecek bir çok kötülüğün var olduğunun
ispatıdır üçüncü sayfa haberleri. Kadınların gördüğü işkenceyi de işte bu
üçüncü sayfa haberlerinden anlayabilirsiniz. Erkek doğuramadığı için kocasının
sıcak su döküp yaktığı bir kadın, bir başka gün namusundan sadece şüphelendikleri
için taşlanarak öldürülen bir kadıncağız daha ve dayak yiyen yüzlerce kadın.
Haklı ya da haksız sebeplerden şiddet görmüş kadınlar. Dövülmeleri için küçük
bir sebep yeter. Çünkü erkeğin onun üzerinde yetkisi vardır. Döver de sever
de....
Peki bu kadar
kadın hakları var da bu kadınların hakkı neden yok?
Aslında bu
gerçek sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddet değildir. İnsanın güçlü olanın
zayıfı ezmeye meyilli olan günahlı tarafının bir göstergesidir. Büyük kardeş
küçüğünü ezer, anne baba çocuklarını ezer, patron işçiyi, erkek kadını ezer.
Eğer kadın
erkekten daha güçlü olaydı (hem maddi hem de fiziksel bakımdan) ben eminim ki
kadınlar da erkekleri dövebilir, baskı altında tutabilirdi. Ve bazen bunun
örneklerini çok ender de olsa görebiliyoruz.
Bu sorun
sadece erkek kadın değil insan olmanın getirdiği bir sorundur. Sorunun çaresi
var mıdır? Bu güne kadar yapılanlar bu baskıların ya da eşitsizliğin sonunu
getirmiş midir? Cevap Hayırdır. Peki ezilenlerin hakkını kim savunacak kim bizi
anlayacak şefkat gösterecek, eşimizi ya da babamızı ağabeyimizi ya da
patronumuzun fikrini değiştirecek?
Bu böyle mi
gelmiş böyle mi gidecek?
Toplumlara
baktığımızda özellikle kadınlara yapılan istismarın kaynağını “din” olarak
görebiliriz. Bu din sadece ilahi dinler değil, çok tanrılı dinlerde kadını
istismar etmiş yanlış amaçlar için kullanmıştır. Kadın şunu yapmaz, böyle
yürümez bunu giymez, onu takmaz... Böyle kuralların amacı nedir ya da bu
kurallar sadece kadın için midir? İnançların getirdiği düzeni güçlü taraf ne yazık
ki zayıf tarafı ezmek için bir araç olarak kullanma fırsatını kaçırmamış
Tanrı
gerçekten böyle mi istiyor? Güçlünün zayıfı ezdiği hor gördüğü bir dünya mı
Tanrı’nın arzuladığı? Hatta en sonunda şöyle bile düşünebilirsiniz; Tanrı beni
düşünüyor mu? Bana değer veriyor mu? Kadınların Tanrı’nın gözünde bir değeri
var mı?
İnsanların
yaptıklarıyla Tanrı’yı değerlendirmek yanlıştır. İnsan günahı Tanrı’nın
iyiliğini ve kutsallığını göstermez. Tanrı bizi seviyor. İnsanlar her ne kadar
O’nun sözlerini her devirde suistimal etseler de O yine de bizi seviyor.
Ne yazık ki
insan elinde bulundurduğu gücü kendi çıkarı için kullanmaya bayılır. Özellikle
de insanın ruhsal inançlarını töre ve gelenek haline getirip baskı aracı
yapmışlardır. Ya da insanları bedensel olarak kötü şekillerde kullanmışlardır.
Örneğin siyah derili insanları Tanrı’nın onlara bu hakkı verdiğini söyleyerek
yüzlerce yıl köle olarak kullanmışlardır. Ya da başka bir putperest inançta
kadınları tapınaklarda fahişe olarak kullanmaktan çekinmemişlerdir. Tarih
sayfalarında bu tür şeylere her satırda rastlayabilirsiniz.
Yukarıda
Tanrı’nın bize olan sevgisinden kısa da olsa bahsettik. Acı içindeki,
haksızlığa uğramış bir kişi için sevgiden bahsetmek biraz acı veriyor. Çünkü
acı çektikçe Tanrı’nın varlığından ya şüphe duyuyor ya da O’na daha çok
bağlanıyor.
Bizim için
Tanrı’nın Sözü olan ve Tanrı’yı tek gerçekten tanıyabileceğimiz kaynak olan
Kutsal Kitap’tan biraz biz kadınlar hakkında ne söyleniyor bakmak istiyorum.
Eski Antlaşma dediğimiz Tevrat ve Zebur’dan incelemeye başlayalım. Daha sonra
İncil’den İsa Mesih’in sözlerine ve İncil’in kadınlar için düşüncelerine
bakacağız.
TANRI'NIN BENZEYİŞİNDE YARATILAN KADIN
Tanrı'nın
Sözü olan Kutsal Kitap belirli bir düzen içinde yazılmıştır. Tam başlangıçtan
sonra kadar bize insanlık ve Tanrı'nın insan için planının tarihini anlatır.
Şöyle başlar “Başlangıçta Tanrı Gökleri ve yeri yarattı” Yaratılış 1:1
Bunun
devamında Tanrı'nın dünyayı ve insanı yaratışı anlatılır. Şaşırtıcı olan şey
Tanrı'nın insanı yaratırken onu kendi benzeyişinde yaratmasıdır. Bu benzeyiş
sadece Adem için geçerli değildir. Kadında Tanrı'nın benzeyişinde
yaratılmıştır.
Tanrı
dünyayı ve sonra Adem’i yaratır
“Tanrı.
‘İnsanı kendi suretimizde kendimize benzer yaratalım’ dedi.... Tanrı insanı
kendi suretinde yarattı.Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu.
İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.” Yaratılış 1:26,27
Ayetlerde de
gördüğümüz gibi Tanrı insanları kendi suretinde yarattı. Suretinde ne demektir?
Yani kendi benzeyişinde yaratmıştır. İçimizde Tanrı’dan bir parça vardır. İnsan
yaratılırken Adem önce kadın sonra yaratılmıştır bu doğrudur. Ancak Tanrı'nın
benzeyişinde yaratılmış olmamız eşittir. Tanrı'nın gözünde bu yüzden hepimiz
değerliyiz.
İnsanın yaratılışının
ayrıntılarını daha sonraki ayetlerde okuyoruz
“Rab Tanrı
Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğun üfledi. Böylece Adem yaşayan
bir varlık oldu.”
“Sonra
‘Adem’in yalnız olması iyi değil” dedi. ‘Ona uygun bir yardımcı yaratacağım”
(yardımcı sözcüğünü sonrada açıklayacağım) “Rab Tanrı Adem’e derin bir uyku
verdi. Adem uyurken Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini
etle kapadı. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e
getirdi. Adem, “işte bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış
ettir” dedi. Ona “Kadın” denilecek, Çünkü o adamdan alındı. Bu nedenle adam
annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak. İkisi tek beden olacak.”
Yaratılış 2:18, 21-24
Bazen
kişiler bir kaburga kemiğinden bir insan yaratma fikrini kabul edemeyerek bu
ayetleri hor görüyorlar. Eğer bir hiçten Tanrı dünyayı ve her şeyi yaratmışsa
bir kaburga kemiğinden bir kadın yaratması zor olmasa gerek.
Tanrı kadını
erkeğin bir parçasından yarattı, Tabii ki Tanrı'nın gözünde insan iki kişi
değildir. Bir bütünün iki parçasıdır. İnsan sadece kadın ya da erkek değildir.
İnsan eşittir erkek ve kadındır. Yaratılışta mükemmel olan kadın ve erkek
beraberliğini Tanrı her zaman arzulamaktadır.
“Çünkü kadın
erkekten yaratıldığı gibi erkekte kadından doğar.” İncil 1. Korintliler 11:12
Bu
“yardımcı” sözcüğüne biraz yer ayırmak istiyorum. Çünkü bu sayede kadının
Tanrı’da gerçek yaratılış amacını biraz olsun anlayabiliriz. Yardımcı sözcüğü
Kutsal Kitap’ın yazıldığı dil olan İbranice’de “ezer” sözcüğüdür. Bu ayette
“yardımcı yaratacağım” ifadesi ile “bir ezer yaratacağımı kasteder. “Ezer”
kelimesinin Kutsal Kitap’ta diğer kullanılış yerlerine bakarsak tam olarak
Tanrı'nın ne demek istediğini anlayabiliriz.
“Babamın
Tanrısı bana yardım etti....” Çıkış 18:4
“Yardım
göndersin sana kutsal yerden” Mezmurlar
20:2
Umudumuz
Rab’dedir, Yardımcımız
kalkanımız O’dur. Mezmur 33:20
“Gözlerimi
dağlara kaldırıyorum,Nerden
yardım gelecek” Mezmur 121:1
Bu örnekleri
çoğaltmak mümkün. (kitapçığın sonunda “ezer sözcüğünün kullanıldığı yerlerin
bir listesini bulabilirsiniz) Dikkat ederseniz hep Tanrı'nın yardımı konusunda
kullanılmış bir ifadedir. Tanrı kadını yaratırken yardımcı sözcüğü ile erkeğe
güç veren her konuda onu destekleyen güç anlarında ona yardım eden bir yardımcı
olmasını istedi. Ona kendi insanlara nasıl yardım ediyorsa kadının da erkeğe
öyle yardım etmesini istedi. O erkeğe bir yardımcı yarattı köle değil.
Burada
kadına düşen sorumlulukta büyüktür. Saygı ve sevgiyle erkeği destek olmakla
vazifelendirilmiştir. Mükemmel olan yaratılışın kadın ve erkek için olan planı
buydu. .
Kadın
Tanrı’nın gözünde değerlidir. Çünkü onu erkek gibi kendi benzeyişinde yarattı.
Ona canı ve ruhu veren Tanrı’dır. Kadının değeri kendi yaratanının değerinden
gelmektedir. Günümüz dünyası ne yazık ki bu değerin çok uzağındadır.
Peki bu
kadar güzel bir yaratılış ne oldu da bozuldu. Bu günkü yozlaşmış dünyanın
ortasında yukarıda yazılanlar hayal gibi gelmektedir.
Bozulmanın
nedenini Kutsal Kitap tek bir kelime ile açıklar “günah”. Adem ve Havva’nın
günah düşme hikayesinin herhalde şu ya da bu şekilde duymuşsunuzudur. Bu olayın
gerçeğinin ayrıntılarını Kutsal Kitap’ın Yaratılış bölümünde okuyabilirsiniz.
İşte mükemmel yaratılışın günümüzde devam etmemesinin sebebi. Günah, Ve güçlü olan
zayıf tarafı ezmeye başlar. Tanrı'nın tasarısının yani kadınla erkeğin birbiri
içindeki uyumu bütün her şey gibi yıkılmaya başladı. Bu gün de onun sonuçlarını
görüyoruz. Değersizlik saygısızlık ve hoşgörüsüzlük erkek ve kadın ilişkilerine
damgasını vurmuştur.
Kutsal
Kitap’ın Eski Antlaşma bölümü olan Tevrat’ta ilerlemeye devam ettiğimizde
Tanrı'nın kadına kaybolan saygısını geri vermek için pek çok kural koyduğunu
okuruz.
İncil’de İsa
Mesih’in kadına nasıl bir değer verdiğini okuyabiliriz;
“İsa Zeytin
Dağına gitti. Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O’nun
yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı. Din bilginleri ve
Ferisiler zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere
çıkararak İsa’ya “Öğretmen bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. “Musa
Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin.?” Bunların
İsa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı. O’nu suçlayabilmek için bir neden
arıyorlardı.
İsa eğilmiş
parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine
doğruldu ve “İçinizde kim günahsızsa ilk taşı o atsın” dedi.
Sonra yine
eğildi toprağa yazmaya başladı. Bunu işittikleri zaman başta yaşlılar olmak
üzere birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde
duruyordu. İsa doğrulup ona “Kadın nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?
Diye sordu. Kadın “Hiçbiri efendim.” Dedi. İsa “Ben de seni yargılamıyorum”
dedi. “Git artık bir daha günah işleme”
Yuhanna
8:1-11
Bu İncil’in
en çok bilinen pasajlarından biridir. Günahsız olan ilk taşı atsın sözü
ünlüdür. Ancak bu olayın daha derinlerinden büyük gerçekler yatmaktadır.
İsa Mesih’i
neden sınamak istiyorlardı? Çünkü Kutsal Yasa’nın söylediklerini başka bir
bakış açısıyla insanlara açıklıyordu. Bu yüzden Kutsal yasa’ya göre en ciddi ve
ölüm cezası gerektiren bir suçla karşısına gelerek ne yapacağını görmek
istediler. Zina Tanrı'nın gözünde çok çirkin bir şey idi. Çünkü böylece
Tanrı'nın yaratmış olduğu bedeni ve ruhu kirletiyordunuz. Tanrı'nın büyük saygı
duyduğu evlilik kuruman karşı işlenmiş büyük bir suçtu aynı zamanda zina.
Bu kadın bu
işi pek çok defalarca yapmış bir kadındı. Para ile bedenini pazarlıyordu.
Aslında herhalde zina ederken pek çok kere yakalama fırsatları vardı. Ancak bu
fırsatı şimdi kullanmak istediler. “Kutsal Yasa’ya göre bu kadının taşlanması
gerekir” diyen Ferisi yani din bilgini bu konuda bütün gerçeği söylüyor muydu?
Kutsal Yasa’daki bu ayete bir bakalım
“Biri başka
birinin karısıyla, yani komşusunun karısıyla zina ederse hem kendisi hem de
zina ettiği kadın kesinlikle öldürülecektir.” Levililer 20:10
“Eğer bir
adam başka birinin karısıyla yatarken yakalanırsa hem kadınla yatan adam hem
kadın ikisi de öldürülecek.” Yasa’nın Tekrarı 22:22
Ferisinin
bahsettiği ayetler yukarıdadır. Ancak görüldüğü gibi Din Bilgini gerçekten doru
söylüyordu kadın öldürülecekti ama eksik bir şey var.. Erkekte öldürülecekti
peki bu olayda erkek nerede? Her şeyde olduğu gibi insan kendi yetkisini güçlü
olandan yana kullanarak hiçbir dayanağı olmayan bir kadını ortaya sermiş ,kendi
hemcinsini kurtarmıştı.
Ama İsa
Mesih bunun böyle olduğunu biliyordu ve gerçeği onlara kendi merhametli
üslubuyla açıkladı. Normal erdemli namuslu kadınları bile hor gören bir
erkek egemen toplumda İsa Mesih böyle bir günahkar kadının saygısını yeniden
kazandırıyordu. Erkeklere seslendi “Günahsız olan ilk taşı atsın” herkes kendi
vicdanıyla baş başa kaldı. Dağıldılar. Kadın, İsa Mesih’in önünde
duruyordu. İsa Mesih o anda Sevgi ve Merhamet yasasını yürürlüğe koydu “Ben de
seni yargılamıyorum”
Bu olay İsa
Mesih’in kadınlara olan bakış açısını bira olsun gösterebilir. İncil’in
başlangıcından beri İsa Mesih’in izleyicilerinin arasında Kadınlarda
bulunuyordu. İsa Mesih’i doğuran bir kadındı
Kadın
Tanrı’nın gözünde değerlidir. Yetki elinde bulunduran için büyük bir
sorumluluktur. Tanrı’nın güzündeki değerini bilen bir kadın için hayata bakış
açısı değişir. Çünkü artık onu seven ve değer veren biri vardır. Yetkiyi kötüye
kullanmaya meyilli pek çok insan olsada etrafımızda bizim için yetkisini
sevgiyle kullanan biri var. Bunun değerini bilmeliyiz.
İncilde
Tanrı’nın kadına bu yeni düzende verilen değer özetlenmiştir.
“Artık ne
Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepiniz Mesih
İsa'da birsiniz.” Gal.3: 28
Sorun sadece
kadının erkek ya da toplum tarafından hak ettiği değeri alması değildir.
Hiç kimse
bize önem vermiyorsa bile biri bizi önemsiyor ve seviyor. Bu kişi Tanrı’dır.
Tanrı’nın kendisi bizi seviyor ve değer veriyor.
O’na iman
ettiğimizde bir gün Tanrı’nın Egemenliğinde özlediğimiz sevgiyi ve saygıyı
alacağız. O’na inanan ve seven herkes o gün hak ettiği karşılığı alacaktır. |